Kendimi iyi hissediyorum cümlesine kenetliyorum kendimi iyi hissedemiyorum cümlesini son günlerde.
Son günlerde değil aslında, eğitimimin ilk yılını tamamladığım, şu piyano resitali dikkatimi dağıtıyor gibi, bir saniye müziği değiştirmeliyim, kemanı ağlatan adam iyi bir seçimdir umarım, evet…
Eğitimimin ilk yılını tamamladığım bu ilk yaz tatilinin havasını soluduğum şu son günlerde demek istediğim, bir düzen oluşturmaya çalışmakla geçiriyorum günlerimi.
Ve pek becerebildiğimi sanmıyorum ya da sanıyorumdur fakat yeterince huzurlu değilim, sıkıntılıyım, garip bir baskı içindeyim ve istediğim şekilde geçmiyor günlerim.
Plânladığım ölçüde istifade edemiyorum günlerimden, mesela şu yazının stili dahi hoşuma gitmediği için canımı sıkabiliyor, değiştirmeye çalıştım ve değişmedi. Bir saniye, tekrar deneyeceğim değiştirmeyi. Evet, şu an değişimi başardığımı sanmıştım fakat yazıyı yazmaya devam edince değiştiremediği fark ettim yazının stilini. Yazının da stilinin de noktaları düşsün ! Noktasız ve donuk kalsınlar !
Sanıyorum benim asıl gerginliğim yani gerilimimin esası yazımını tamamlamaya çalıştığım romanın yazım süreci içinde yaşadığım zorlanma ve güçlük.
Romanımın ayrıntıları içinde öylesine boğuluyorum ki ya da kendimi öylesine boğuyorum ki asıl mevzuya giremiyorum günlerdir.
Ayrıntılarıyla seviyorum genel yapısını kitabımın fakat nedir yaşadığım şu uyum sorunu, biraz fazla uzamadı mı süresi.
Dilediğim egzersizleri yapmakta da zorlanıyorum, nefes almakta zorlanıyorum, uyumada ve uyanmada yaşıyorum benzer zorlanmayı, yediğim yemeklerden aldığım lezzetin unutuyorum tadını, nefes almakta zorlanıyorum derken mecazi bir ifade kullanmadım ayrıca, ciddi anlamda nefes alamıyordum ilk günlerde, zaman zaman da ilk günlerin boğuntusunu hissediyorum şu son günlerde.
Çocuk odamızın penceresinin karşısındaki jeneratörden ve o jeneratörü yedi yirmi dört kullanarak gürültüsüyle beynimizi iğfal eden o iş yeri sahibinden de gına geldi bu arada…sürekli bir uğultu, sinir bozucu bir uğul uğul uğultu…
Üzerimde gül kurusu renginde askılı ve dizaltı bir tulumla ve gecenin ilerleyen saatlerine aldırmaksızın yazmaya devam ediyorum tüm bunları.
Bu tulum bir penye eteğin kumaşı kesilerek yapıldı, annemin küçük kız kardeşlerime babamın eve aldığı şişme havuzda kullanmaları için diktiği mayomsu çimen yeşili tulumlarını gördüğümde istedim bana da aynısını dikmesini.
Kız kardeşlerim iki kocaman acur gibi duruyorlardı o tulumların içinde.
Bende de farksız durmuyordur eminim şu an üzerimdeki tulum.
Bu acurumsu görüntüm ve hantallığım, düzensiz besleme ve düzensiz uyku alışkanlığı gibi uyuz edici küçük alışkanlıklar edinmeye başlamış olmam bütün keyfimi toplanmamak üzere dağıtıyor, dağılıyorum, dağınık dağınık her şeyim.
Dağıntımı gideremediğimi görüyor olmaktan sıkılmış gibiyim ancak durumun anlattığım ölçüde vahim değil elbette, kadınsı bir abartıyla anlatıldığının farkındasınızdır siz de bu anlatılanların.
Bahsettiğim memnuniyetsizliği ilk üç ya da beş gün daha yoğun hissediyordum, o yoğunluk azaldı fakat yer yer ve parçalı bulutlu ‘’ yıkılmadım, ayaktayım’’ lı anlar yaşatabiliyor hâlâ bana söz konusu memnuniyetsizlik.
Neden biyografik bir roman yazmayı denemediğimi düşünüyorum şu an.
Biyografik roman insandan cüret ve cesaret isteyen bir çalışma belki de…
Sorun ne içerdiği değil çalışmamın, bu benim ilk uzun soluklu yazı yazma denemem ve deneyimim, ve sonunu görmek istiyorum sadece, bir eseri tamamlamış olmanın doyumunu hissetmek istiyorum.
Bir cinsel deneyimin sonunda hissedilmesi istenen orgazm gibi…
Tutkuyla sevişiyoruz kelimelerle ve orgazm olamıyorum bu sevişmenin sonunda…
Tam bir tıkanmışlık sendromu, bir bezginlik, bir histeri gibi belki…
Uykusuzum ve ağrılarına rağmen onları spor yapmaya zorladığım için daha da ağrılı ve yorgunlar kaslarım, bilhassa baldır kaslarım, gevşemeleri için dinlendirmeliyim onları, masaj da yapabilirim onlara. Onlar benim kaslarım, kas benim damar benim.
Uyumaya hazırlanırken ve gitmeden evvel, beni doyuma ulaştırmayan romanıma buradan selâmlar demek isterdim lakin hiç diyesim gelmedi ve gelmiyor, madem selâmlar diyesim gelmedi ve gelmiyor ,merhabalar demiş olalım zâtıâlilerine.
Ayrılamıyorum sizden…